Diyarbakır'da 54 Çocuk Mezarı Bulundu
Diyarbakır'ın Kulp ilçesine bağlı İnkaya Mahallesi'nde, Diyarbakır Müze Müdürlüğü tarafından yürütülen arkeolojik kazılarda, 0-6 yaş arası 54 çocuğun gömülü olduğu mezarlık bulundu.
Kazılar, 2021 yılında Bizans İmparatoru 1. Anastasius dönemine ait sikke bulunmasının ardından başlamıştı. Geçen yıl 1500 yıllık kilise kalıntısı da bulunan bölgede, bu yıl eski taş ocağı olduğu değerlendirilen alanda kazı çalışması başlatıldı.
Kazılarda çocuk mezarlarıyla karşılaşan ekipler, bu noktadaki çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Mezarların doğu-batı doğrultusunda düzenlendiği görüldü
Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, yaptığı açıklamada, kazılarda şu ana kadar 50 mezar bulunduğunu, bunların 4'ünün daha yeni ortaya çıktığını söyledi.
Mezarların doğu-batı doğrultusunda düzenlendiğini ve kireç taşından sandukalarla kaplandığını belirten Gizligöl, "Mezarların etrafında da kireç taşından sanduka oluşturulmuş ve kireç taşıyla üzeri kapatılmış. Mezarlar, doğu-batı doğrultusunda, gelişigüzel bir gömülme yok" dedi.
Mezarların tamamı çocuk bireylere ait
Toplanan kemiklerin kazı evine götürüldüğünü belirten Gizligöl, "Kemiklerin yaş, cinsiyet ve ölüm sebepleri hakkında ayrıntılı bir çalışma yürütülecek. Tamamının çocuk bireylere ait olduğu mezarlık bir alan, çok karşılaşılan bir durum değil" ifadelerini kullandı.
Gaziantep Üniversitesi'nden Antropolog Dr. Nazlı Akbaş:
Gaziantep Üniversitesi'nde Antropolog Dr. Nazlı Akbaş da daha önce alanda yapılan kazılarda kilise kalıntısı bulunduğunu hatırlatarak, kilisenin erken Bizans Dönemi'ne ve yaklaşık 1500 yıl öncesine tarihlendirildiğini düşündüklerini ifade etti.
Akbaş, kilisede mezarlar tespit edilmesine ilişkin şunları söyledi:
"Erken Bizans'ta 'aziz' ve 'şehit' kültürü olduğu için kiliselerde yerleşim içi gömüler söz konusu olabiliyor. Taş ocağı ismini verdiğimiz bu alanda 0 ile 6 yaş aralığında sadece bebek ve çocuklara ait mezarlar bulundu."
Ön incelemelerde bazı hastalıklar tespit edildi
Ön incelemelerde bazı hastalıklar tespit ettiklerini dile getiren Akbaş, şunları kaydetti:
"Bu dönem ve bu coğrafya için anemi oldukça yaygın bir hastalıktı. Fakat hepsinde gözlemlediğimiz bir salgın hastalık belirtisi yok. Bebeklerin söz konusu alana gömülmesinin Hristiyanlığın erken Bizans dönemindeki vaftiz kültürüyle ilişkili olduğunu düşünüyoruz. Erken Hristiyanlık döneminde vaftiz edilenler genelde yetişkinler oluyordu. 10'uncu yüzyıldan sonra çocukların vaftiz edilmesi gerektiği yasallaştı. Bunların erken Hristiyanlık dönemine ait olduklarını düşünüyoruz. Bu nedenle vaftiz edilmemiş yani henüz Hristiyan olmayan bebek ve çocuklar. Vaftiz edilmediği için de kilise içine değil de kilise dışına gömülme ihtimali üzerinde duruyoruz."
Afyonkarahisar'da da benzer bir mezarlık bulundu
Çocukların gömüldüğü mezar örneğinin Afyonkarahisar'daki Amorium kazılarında da bulunduğunu ifade eden Akbaş, orada 10'uncu ve 11'inci yüzyıla tarihlendirilen mezarlığın belli bir alanında sadece bebek ve çocukların gömülü olduğunun ortaya çıktığını, mezarlığın yakınında da bir vaftizhane tespit edildiğini ancak Kulp'taki kazıda vaftizhaneye rastlanmadığını söyledi.